Türkiye genelinde konut fiyatlarının hızla artması, kredi faizlerinin yükselmesi ve alım gücünün gerilemesi, ev sahibi olmayı her geçen gün daha da zorlaştırıyor. Hem büyükşehirlerde hem de Anadolu’da etkisini hissettiren konut krizi, dar ve orta gelirli vatandaşları konut edinme hayalinden uzaklaştırırken, kiralık konut arzı da ciddi anlamda daralıyor.
Konut Fiyatlarındaki Artış Durmuyor
Son yıllarda yaşanan ekonomik dalgalanmalar ve yüksek enflasyon, konut maliyetlerini tarihi zirvelere taşıdı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre konut fiyat endeksi 2024’te yıllık bazda %80’in üzerinde artış gösterdi. Bu artış özellikle İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyükşehirlerde daha da yüksek oranlarla hissedildi.
Gayrimenkul değerleme platformlarının yayınladığı raporlarda, metrekare bazında satış fiyatlarının birçok bölgede 40 bin TL’yi aştığı görülüyor. 100 m² büyüklüğünde ortalama bir dairenin fiyatı ise artık milyonlarla ifade ediliyor.
Kredi Faizleri Ev Alımını Neredeyse İmkânsız Hale Getirdi
Konut kredisi kullanarak ev sahibi olmak isteyenler için tablo oldukça karamsar. Bankaların sunduğu faiz oranları %3’ün üzerinde seyrederken, 1 milyon TL’lik kredi için aylık taksitler 40 bin TL’yi aşıyor. Bu durumda:
Kiralık Konut Krizi Derinleşiyor
Satın alma gücü düştükçe kiralık evlere olan talep artıyor. Ancak arz yetersizliği ve yatırımcıların fiyatları yükseltme eğilimi, kiralık konutların fiyatlarında da büyük artışa neden oluyor. Özellikle üniversite bölgeleri, sanayi şehirleri ve turizm destinasyonlarında kira bedelleri 3-4 katına çıkmış durumda.
Bununla birlikte:
Yeni Konut Üretimi Yetersiz Kalıyor
Türkiye’de yıllık ortalama 800 bin konut ihtiyacı olduğu tahmin edilirken, son yıllarda bu rakamın oldukça altında üretim gerçekleşti. İnşaat maliyetlerinin artması, arsa sıkıntısı ve finansmana erişim zorluğu nedeniyle müteahhitler yeni projelere temkinli yaklaşıyor.
Sektör temsilcilerine göre:
Alım Gücü Enflasyona Karşı Eridi
Ortalama hane geliriyle konut alma süresi 2020’de 6-8 yıl iken, bu süre 2024 itibarıyla 20 yılı geçmiş durumda. Ücretlilerin gelir artışı, konut fiyatları ve kredi maliyetleri karşısında yetersiz kalıyor. Özellikle yeni evlenen çiftler, aile desteği olmadan ev sahibi olamıyor.
Kamunun Müdahale Arayışları Devam Ediyor
TOKİ, Emlak Konut gibi kurumlar tarafından yürütülen sosyal konut projeleri her ne kadar belirli bir kesime hitap etse de, mevcut kriz karşısında etkileri sınırlı kalıyor. Ayrıca, 2025 yılı içinde yeni bir konut finansman modeli veya sübvansiyonlu kredi paketi beklentisi kamuoyunda gündemde.
Ancak uzmanlar bu tür çözümlerin geçici olduğunu, konut krizinin yapısal reformlarla ele alınması gerektiğini savunuyor. Öne çıkan öneriler arasında:
bulunuyor.
Sadece Barınma Değil, Sosyal Eşitsizlik Sorunu da Büyüyor
Konut piyasasındaki bu derinleşen kriz, sadece ekonomik bir problem değil; aynı zamanda toplumsal adalet ve eşitlik konusu olarak da değerlendiriliyor. Özellikle büyükşehirlerde, gençlerin ve düşük gelir grubunun merkezden uzaklaşması, şehirlerdeki sosyal dokuyu da etkiliyor.
Ev sahibi olmak artık milyonlarca insan için değil, sadece belirli bir kesim için ulaşılabilir bir hedef haline gelmiş durumda. Konut krizi derinleşirken çözüm yollarının hem piyasa aktörleri hem de kamu otoriteleri tarafından kapsamlı bir şekilde değerlendirilmesi gerektiği vurgulanıyor.
Altın, yüzyıllardır değerli bir yatırım aracı olarak kabul edilmektedir ve yatırımcılar için her dönemde önemli…
Son yıllarda doğa ile iç içe bir yaşam arayışındaki tatilciler, Tiny House, Bungalov ve Glamping…
Japon Konutları, Türkiye'nin inşaat sektöründe son yıllarda büyük ilgi gören konut projelerinden biri haline gelmiş…
Türkiye’nin farklı bölgelerinde meydana gelen büyük depremler, hem yerel yönetimlerin hem de vatandaşların hayatını derinden…
Deprem, Türkiye’nin önemli bir gerçeği olarak yaşamımızda yer alırken, binaların bu doğal afet karşısında ne…
Son yıllarda İstanbul’un birçok bölgesinde olduğu gibi Beylikdüzü de gayrimenkul yatırımları açısından dikkat çeken bir…